5 Aralık 2012 Çarşamba

Söyle İstanbul!




İstanbul!
Sakın izin verme beni senden almalarına,
Beni senden koparmalarına sakın izin verme,olur mu İstanbul?
Yoksa,nasıl dayanırız ki yaşamaya,
Zaten yalnızdık biz,o zaman nasıl katlanırız ki yalnızlığa...
Zor sabrediyorken herşeye,şimdi nasıl sakin durabiliriz ki İstanbul,ayrıyken seninle!

Sen sevdiğimsin,sen  hüznümsün benim,
Sen yalnızlığım,sen çaresizliğimsin.
Sen yarim,sen canım,sen herşeyimsin benim..

Söyle İstanbul!
Ayırmasın beni senden hiç kimse...
Yoksa kim anlar ki seni,benden başka?
Kim hüznünü paylaşır,kim üzülür senin için,
Ya da kim sevinir seninle,sen ışıldarken etrafına...

Söyle İstanbul söyle..
Söyle,onlara de ki;Beni istemeyenleri,
Bana laf söyleyenleri alın benden,onu değil!
Beni üzenleri,beni kirletenleri alın benden, onu değil de İstanbul!...

Bizi ayırmasınlar olur mu İstanbul?
Yoksa zar zor yaşıyorken bu hayatı,
daha da yaşanmaz olur!
Hüzünler girdap,
akıllar yumak,
sözler boğazda bir düğüm,
hayat ise asla çözülmeyen bir kördüğüm olur!
Değil mi İstanbul! Söyle...


8 Eylül 2012 Cumartesi

ANNE!

ANNE!

Sen masumluğumsun anne,

Sen bebekliğim ,sen çocukluğumsun...



Sen her sıkıştığımda gittiğim kulsun!
 
Her zaman güvendiğim ve sığındığım..



Sen pişmanlıklarımsın anne,

Uyarılarından tavsiyelerinden kaçtığım..



Sen kızgınlıklarımsın da,

Çünkü artık büyüdüm ve o masum çocuğun yok   anne!



31 Ağustos 2012 Cuma


Kayıp Müdür

Kafamda bir çok kişi,her biri bir kişinin sesi,
Her biri farklı bir fikirde,her biri bir şekilde..

Hangisini dinlesem derken yoruldum!
Sonra baktım ki kendi sesimi duymaz olmuşum..

Sanki yokum,yok olmuşum
Ben neyim,ne isterim bilmez olmuş,unutmuşum..

Artık,"Ben" demeye de korkar olmuşum,
Herkesi içimde oturtmuş,kendimi ayakta koymuşum..

Her birini konuşturmuşum ağalarmış gibi,
Sanki onların söyledikleri hep doğruymuş gibi..

Şimdi onlar birbirleriyle tartışmakta,
Müdür ise meçhul yerlerde dolaşmakta..

Nerdedir nasıl bulurum müdürü,
Geri gelir nasıl bulur benliğini,yerini
Nasıl bulurum ,benliğimi,kendimi...